‘’Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır’’, der Albert Einstein, Üstad Seyyid Kutup’ta ‘’Bilginin gücüne inanıyorum, kültürün gücüne inanıyorum; ama eğitimin gücüne, daha çok inanıyorum’’demiştir. Eğitim bir bilimdir, belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma, yetiştirme ve geliştirme işi, eğitilecek olanın kapasitesi ve özelliklerine göre farklılıklar gösterse de eğitimin ana parçaları olan algılama, kavrama, bilimsel bir metodoloji temelinde gerçekleşir.Toplumlara bakıldığında yeniliklere açıklığı ve değişim süreçlerini, aldıkları eğitime dayandırarak gelişim sağladığı görülmektedir. Eğitimin de bu yönüyle toplumu şekillendirmesi kaçınılmazdır. Toplumların ilerleyişi ve değişimi elbette eğitim-bilim sayesinde olur.
İstanbul Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1933
İstanbul Teknik Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1944
Ankara Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1946
Karadeniz Teknik Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1955
Ege Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1955
Atatürk Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1957
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1956
Hacettepe Üniversitesi Kuruluş Tarihi: 1967
Bu üniversiteler ve kuruluş tarihleri Türkiye’de Yüksek Öğretimin başlangıç tarihinin aslında pekte yeni olmadığını hatta ve hatta İstanbul üniversitesinin geçmişinin 15. Yüzyıla kadar gittiği söylenir. Biz şimdiye kadar hep, kurumlarımızın yüzlerce yıllık geleneği olmasından dolayı övünürdük.
Size ilginç bir kıyaslama yapmak istiyorum, aslında bence utanmamız gereken de bir durum. Güneydoğu Asya’da bulunan bir ülkeden yani Singapur dan bahsedeceğim.1965’te tam bağımsız bir devlet statüsüne kavuşan Singapur’un nüfusu 5,7 milyondur. Eğitim sistemi, OECD tarafından sürekli olarak dünyanın en iyi sistemlerinden biri olarak gösterilmektedir. 2020 yılı Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında ilk 15’de iki üniversitesi mevcut.
11. Singapur Ulusal Üniversitesi Singapur
13. Nanyang Teknik Üniversitesi Singapur
Yukarıda adı geçen bizdeki üniversiteler bile Singapur’un bağımsızlık ve devletleşme tarihinden daha eski, yani amiyane tabirle daha dünkü devletçik bizim onlarca yıldır başaramadığımız bir başarıyı 55 yıl gibi kısa bir sürede elde etmişler.
Stratejisi olmayan bir eğitim sistemimiz var, araştırın sizde göreceksiniz, bu ülkede maden, ziraat, jeoloji, veteriner fakülte sayıları 20,30,40 gibi korkunç rakamlar her yıl bu fakülteler binlerce mezun verirken istihdam oluşturacak alan yaratılmadığından işsiz on binlerce mühendis sokaklarda geziyor. Bir yılda tüm dünyanın maden mühendisi ihtiyacı ortalama 800 iken sadece Türkiye’de ki mezun sayısı bu kadar.
Herhangi bir gücün amaçlarına hizmet eden değil ya da kendi yerini sağlamlaştırma adına bilimi kullanmak isteyen akademik kadronun siyasilere yalakalık yapması da değil, Bilim, azınlığın çıkarına hizmet etmek yerine toplumun yararına kullanılsın. Ancak o zaman yalnızca bilimle gelişen değil, aynı zamanda bilimi geliştiren bir toplumsal yapıya kavuşmuş oluruz. Pedagoji ile ideolojiyi birbirinden uzak tutmak gerekir.
1 Ocak 2022’yi merakla bekliyorum şuan dünya üniversite sıralamasında 600. Olan Boğaziçi Üniversitesi yeni rektörle kaçıncı olacak.